24 Ağustos 2020 Pazartesi

“Kız mıdır kadın mıdır”

Ülkemdeki yerimi idrak ediyorum yavaş yavaş. O yavan “Olamaz ya!” inkarı yerini önce “Yazıklar olsun!” sitemine, sonra da “Lanet olsun!” öfkesine bırakıyor. Nedir benim yerim genç bir kadın olarak? Hamdolsun önünden geçtiğim kraathanelerden tarafıma yönelen bakışlardan anlıyorum bunu. Hamdolsun ki siyasilerin bedenim üstünden yürüttüğü “atışmalardan” pek güzel anlıyorum bunu. Daha pek çok şeyden anlıyorum bu ülkedeki yerimi. Ne de kıymetliymişim ben (!) Ailemin adına “leke” getirmeden büyüyüp yetişkin oldum, şimdi sırada ona evlatlar vereceğim bir koca bulmakta. Sonra ömrüm kayınpederime ve onun ismine leke getirmemeye imtina ederek geçecek inşallah (!) Kızım olursa ona da aynen bunları öğreteceğim (!) Sonra erişeceğim o “kadınlık” ve “analık” mertebesine. Çünkü benim ancak bir erkeğin izin verdiği sınırlar içerisinde, ona uygun olacak şekillerde kadın olmaya iznim var. E “kadın” olabilmem için evli olmam gerektiğini söylememe gerek yok herhalde? Başka türlü “kadın mıyım kız mıyım” nereden bilecekler?

Nedir beni bu kadar sinirlendiren gözünü seveyim? Bilmiyor muyum zaten bu toplumun kadına verdiği “değeri”? Bir şey hatırladım dün izlediğim bir video sayesinde. O attırdı şalterlerimi. Hatırlarsınız, 2011’de o zamanın başbakanı Recep Tayyip Erdoğan Ankara’daki eylemlerde kalçası kırılan Dilşat Aktaş’ı ima ederek “Ankara’da bir polis panzerine tırmanan bir tane kız mıdır kadın mıdır bilemem” demişti. Erdoğan’ın sözlerini eleştirmek için konuşmasına başlayan Kemal Kılıçdaroğlu da “Git kontrol et bari. Bırak başbakanlığı, git kontrol et.” demişti. Kılıçdaroğlu’nun dediği lafı dün hatırladım. Peki nedir bu sözlerin açılımı? Hep beraber bir daha okuyalım: “kız mıdır kadın mıdır bilemem” Mevzu burada bahsi geçen kadının yaşından dolayı yaşanan bir çekince mi? Hepimiz çok iyi biliyoruz ki değil. Konu bahsi geçen kadının cinsel deneyimi. Konu, hepimizin alışık olduğu o eril dille anlatırsam “vermiş mi vermemiş mi” meselesi. Evet, başbakan ülkesindeki eylemlerde yaralanan bir vatandaştan bahsederken bunu sorguluyor. Ülkesindeki vatandaştan bahsederken onun cinsel deneyimini baz almak istiyor, bilmek istiyor “kadın mı kız mı”! Başka türlü içi rahat etmez çünkü! Emin olmak istiyor yahu! Ya “kızsa”? Ailesinin adına biz zeval gelir. Kadınsa zaten mesele yok. Kadınsa onun için ince düşünmeye gerek yok. Öte taraftan da eyleme katılan, polise direnen bir kadının cinsel hayatının başlamış olacağından şüpheleniyor Erdoğan. Tahminine göre o kadının bir cinsel deneyimi vardır ki öyle sokaklara dökülüp polise artistlik yapıyor(!) Evli olmadan cinsellik yaşayan bir kadın her manada ‘yırtıktır’ ne de olsa. Normaldir onun böyle şeyler yapması. O saygıdeğer bir kadın değildir. “Kötü kadındır”. Ah pardon-pardon, “kötü kadın” tanımını seks işçisi kadınlara layık görüyordu toplumumuz. Karıştırdım, kusura bakmayın.

Gelelim Kılıçdaroğlu’nun ettiği lafa. Onu da bir daha okuyalım: “Git kontrol et bari.” O kadar merak ettiysen git kontrol et diyor yani Kılıçdaroğlu. “Sen bir başbakan olarak neden vatandaşın kız mı kadın mı olduğuyla ilgileniyorsun yahu?” demeye çalışıyor anladığım kadarıyla.

Muhalefet partisinin, Türkiye’de büyük bir kesimin kendilerini temsil etmesi için oy verdiği partinin lideri, başbakanın bu lafı etmesinin lüzumlu olup olmadığını tartışıyor da bu lafın ne kadar cinsiyetçi ne denli çirkin ve hadsiz olduğunu tartışmıyor. Bu lafı bir başbakanın etmesini eleştiriyor ama lafın kendisiyle bir problemi yok anlaşılan. Yani lafın kendisinde bir sıkıntı yok da söyleyenin iktidar partisinin lideri olması sıkıntı. Başbakanın bu lafı etmesini eleştirirken de bunu aynı rezil ve eril dili devam ettirerek yapıyor. “Bir başbakan neden böyle konuşur” demiyor da “Git kontrol et bari.” diyor. Yani görüyorum ki kız kardeşlerim, bizler “kadın mı kız mı” olduğu büyük merak konusu olan, dileyenin gelip rahatlıkla üzerinde bunun sağlamasını yapabileceği varlıklarız onların gözünde. Ülkemizin bize layık gördüğü yer burası. Aman buradan fazla kıpırdamayın(!)

E Erdoğan ve Kılıçdaroğlu karşılıklı “atışmışlar” bize de “hepiniz aynısınız” demek mi düşer? Ne dersiniz? Çok da öfkelenmeyelim. Malum toplumumuz öfkeli kadın da sevmez. İlkokulda çiçek olurduk ya hani? İşte toplum kadınlardan bunu ömürleri boyunca yapmalarını bekliyor ki toplumun gözünde “çiçek” olabilsinler. “Cennet ayaklarının altında” olabilsin.

Cennetiniz de çiçeğiniz de sizin olsun. Biz hayatımızı cehenneme çevirenlerden hesap sorma peşindeyiz.

Bu vesileyle bir kez daha: İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YAŞATIR! 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Düşüncelerinizi bana buradan yazabilirsiniz.